CVS ( Plasentadan Biyopsi Alma
- Koryon Villus Örneklemesi )
Koryon villus, bebeğe ait gelişmekte olan plasentanın (eş) bir kısmıdır. CVS, anne karnının uygun yerinden ince bir iğne yardımı ile girilmesini takiben (tıpkı amniyosentezdeki gibi) plasenta dokusunun uygun yerinden koryon villus örneklemesi (1-2 cc doku örneği) yapılmasına verilen isimdir. Şekilde görüldüğü gibi işlem sırasında bebeğin kesesi içine girilmediğinden bebeğe zarar vermeden müdahale yapılmaktadır.
Bu işlem mutlaka tecrübeli bir Perinatolog (perinatoloji uzmanı) tarafından gerçekleştirilmelidir.
CVS işlemi tıpkı ikizlere uygulanabilen Amniyosentez gibi, çoğul gebeliklerde de uygulanabilmektedir. İkizlerde CVS işlemi her bir bebeğin plasentasından ayrı örnekleme ile yapılır. İşlemin Amniyosenteze göre artısı, sonucun erken dönemde öğrenilmesi ve elde edilen sonuca göre erken dönemde bebeklere müdahale edebilme şansının olmasıdır. Halbuki Amniyosentez uygulaması en erken 16-17. gebelik haftasında yapılabiliyorken, CVS 11. gebelik haftasından itibaren yapılabilmektedir.
Teknik olarak işlemin uygulanışı amniyosentezle aynıdır. Tek fark, Amniyosentez işleminde iğne bebeğin kesesinin içine girmekte olup, CVS işleminde plasenta (eş) içindedir ve iğnenin bebeğe temas etme riski CVS’te yoktur. CVS ile tıpkı Amniyosentezde olduğu gibi bebeğe ait kromozom yapısı %99.9 güvenirlikle tespit olunur. Teorik ve koruyucu olarak CVS 10 ve 10. haftanın altındaki fetüslere uygulanmaz. Sıklıkla 11-14. gebelik haftası arasında uygulanmakta olup kültür sonucu 15-20 gün arasında alınır. Gerekirse belli kromozomlara ilişkin sonuçlar FISH yöntemi ile bir günde elde edilebilmektedir. Bu test sadece kromozomal anomalileriyle ilgilidir. BEBEKTE OLASI YAPISAL ANOMALİLERİ (SAKATLIKLARI) göstermez.
CVS işlemi, ameliyathane şatları gerektirmeyen yaklaşık 10-15 sn’lik bir işlemdir. Tecrübeli ellerde yapıldığı takdirde Amniyosentez ve CVS işlemleri sonrası olabilecek gebelik kayıp oranları yaklaşık aynıdır (yaklaşık 1/500). Bilinmesi gereken hekimin tecrübesine bağlı olarak bu düşük riskinin değişebileceğidir. CVS ve Amniyosentez işlemleri sonrası materyalin ürememe problemi uygun numune alındığı takdirde yok denecek kadar azdır. CVS ve Amniyosentez sonrası işlem uygun olarak yapıldığı takdirde kültürde Mozaiszm oranı aşağı yukarı aynıdır (1/200). 10-20 yıl öncesine kadar CVS’in az uygulanırlığı ve materyalin yanlış alınmasına sekonder gelişen komplikasyonlar sebebi ile (düşük ve ürememe) CVS'in uygulanımı hep alt seviyede kalmıştı. Günümüzde kromozom anomalilerinin tespitine yönelik ilk trimester tarama testlerinin etkinliğinin artması (ikili kombine test) ve sonucunu takiben anne adaylarının erken sonuç almak istemesi sebebi ile CVS ön plana çıkmaktadır.
Eğer anne adayının bebeğinde kromozom tayinini gerektirecek bir durum var ve bebekte 11-14. haftalar arasında ise CVS ile sonucunuzu amniyosenteze göre çok daha erken dönemde öğrenebilmektesiniz. Unutulmaması gereken, CVS uygulayan hekim sayısının kısıtlı olduğu ve bu işlemde tecrübenin, işlemin güvenirliliğinde ve komplikasyonların azalmasında önemli bir yer tuttuğudur. CVS işlemine sekonder enfeksiyon riski yok denecek kadar azdır (1/1000). Dolayısıyla, işlem öncesi anti-bakteriyel bir ajanla işlem yapılacak bölgenin temizlenmesi yeterlidir.
CVS işleminde hissedilecek ağrı basit bir iğne enjeksiyonundan farklı değildir. İşlemden sonra seyahat edimesinde ve yürümekte sakınca yoktur. İstirahat şart değildir.
Girişim yapılacak bölgeye anestezi amaçla ikinci bir iğne uygulamasının anlamı yoktur. CVS işlemi için ameliyathane şatlarına ihtiyaç olmayıp, yaklaşık 10 sn süren bir işlemdir.
Müdahale sonrası Rh uyuşmazlığı olan çiftlerden anne adayına Anti-D uygulaması 72 saat içinde önerilmektedir.
Şekilde görüldüğü gibi CVS ve Amniyosentez uygulamasında iğne anne karnının uygun yerinden girmekte olup, Amniyosentezde iğne bebeğin kesesi içine, CVS'de ise iğne bebeğin eşi'ne (plasenta) yönelmektedir.
AMNİYOSENTEZ
Amniyosentez sıklıkla gebeliğin 16-20. haftaları arasında anne karnının uygun yerinden ince bir iğne yardımı ile girilerek bebeğin bulunduğu ortamdan sıvı alınmasına verilen isimdir. Şekilde görüldüğü gibi işlem sırasında bebeğe zarar verilmeden müdahale yapılmaktadır.
Bu işlem mutlaka tecrübeli bir Perinatolog (perinatoloji uzmanı) tarafından gerçekleştirilmelidir.
Amniyon sıvısı sürekli bir sirkülasyon içinde bulunmakta olup bu sıvının esasını bebeğe ait idrar oluşturmaktadır. Alınan sıvıdan (genellikle 15-20cc) bebeğe ait hücrelerin değerlendirmesiyle, bebeğe ait kromozom yapısı %99.9 güvenirlikle amniyosentez sonrası belirlenir. Bu test sadece kromozomal anomalileriyle ilgilidir. BEBEKTE OLASI YAPISAL ANOMALİLERİ (SAKATLIKLARI) göstermez. Amniyon sıvısı kültürü sıklıkla 15-20 gün içinde sonuçlanır. Nadiren kültürde ürememe olabilirken bu durum materyalin laboratuvara çabuk ulaştırıldığı, berrak olan amniyon sıvılarının (kontamine ve kanlı olmayan) değerlendirmesinde sık rastlanan bir durum değildir. Ek olarak, hızlı sonuç alınmasını gerektiren durumlarda belirli kromozomlara ait sonuçlara FISH yöntemi ile bir günde ulaşılabilinir (eğer numune uygun şartları taşıyor ise).
Amniyosentez gerektiği durumlara çoğul gebeliklerde de (ikiz, üçüz) uygulanabilir. İkiz gebeliklerde tek bir iğnenin bebeğin kesesine girmesini takiben, bebekler arasındaki zardan geçerek diğer bebeğin amniyon sıvısından da örnek alımı ile iki bebekten amniyon sıvısı alımı uygulanabilir. İğne sayısının azalması (bir iğne girişimi ile iki bebeğin amniyon sıvısından örnek alma) işleme s
ekonder gelişebilecek olası komplikasyonları (düşük vb.) azaltacaktır. Amniyosenteze bağlı komplikasyonlar (özellikle gebelik kaybı) tecrübeye bağlı olarak değişebilmektedir. Kitaplarda belirtilen ortalama kayıp oranı (amniyosentez sonrası) 1/500’dür. Bununla birlikte hekimin bu müdahaledeki tecrübesi önemlidir. Amniyosentez işleminde hissedilecek ağrı basit bir iğne enjeksiyonundan farklı değildir. Amniyosentez işlemine sekonder enfeksiyon riski yok denecek kadar azdır (1/1000). Dolayısıyla, işlem öncesi anti-bakteriyel bir ajanla işlem yapılacak bölgenin temizlenmesi yeterlidir. İşlemden sonra seyahat edilmesinde ve yürümekte sakınca yoktur. Dinlenmek şart değildir.
Girişim yapılacak bölgeye anestezi amaçla ikinci bir iğne uygulamasının anlamı yoktur.
Amniyosentez işlemi için ameliyathane şatlarına ihtiyaç olmayıp, yaklaşık 15-20 sn süren bir işlemdir.
Müdahale sonrası Rh uyuşmazlığı olan çiftlerden anne adayına Anti-D uygulaması 72 saat içinde önerilmektedir
KORDOSENTEZ
Amniyosentez sıklıkla gebeliğin 16-20. haftaları arasında anne karnının uygun yerinden ince bir iğne yardımı ile girilerek bebeğin bulunduğu ortamdan sıvı alınmasına verilen isimdir. Şekilde görüldüğü gibi işlem sırasında bebeğe zarar verilmeden müdahale yapılmaktadır.
Bu işlem mutlaka tecrübeli bir Perinatolog (perinatoloji uzmanı) tarafından gerçekleştirilmelidir.
Amniyon sıvısı sürekli bir sirkülasyon içinde bulunmakta olup bu sıvının esasını bebeğe ait idrar oluşturmaktadır. Alınan sıvıdan (genellikle 15-20cc) bebeğe ait hücrelerin değerlendirmesiyle, bebeğe ait kromozom yapısı %99.9 güvenirlikle amniyosentez sonrası belirlenir. Bu test sadece kromozomal anomalileriyle ilgilidir. BEBEKTE OLASI YAPISAL ANOMALİLERİ (SAKATLIKLARI) göstermez. Amniyon sıvısı kültürü sıklıkla 15-20 gün içinde sonuçlanır. Nadiren kültürde ürememe olabilirken bu durum materyalin laboratuvara çabuk ulaştırıldığı, berrak olan amniyon sıvılarının (kontamine ve kanlı olmayan) değerlendirmesinde sık rastlanan bir durum değildir. Ek olarak, hızlı sonuç alınmasını gerektiren durumlarda belirli kromozomlara ait sonuçlara FISH yöntemi ile bir günde ulaşılabilinir (eğer numune uygun şartları taşıyor ise).
Amniyosentez gerektiği durumlara çoğul gebeliklerde de (ikiz, üçüz) uygulanabilir. İkiz gebeliklerde tek bir iğnenin bebeğin kesesine girmesini takiben, bebekler arasındaki zardan geçerek diğer bebeğin amniyon sıvısından da örnek alımı ile iki bebekten amniyon sıvısı alımı uygulanabilir. İğne sayısının azalması (bir iğne girişimi ile iki bebeğin amniyon sıvısından örnek alma) işleme s
ekonder gelişebilecek olası komplikasyonları (düşük vb.) azaltacaktır. Amniyosenteze bağlı komplikasyonlar (özellikle gebelik kaybı) tecrübeye bağlı olarak değişebilmektedir. Kitaplarda belirtilen ortalama kayıp oranı (amniyosentez sonrası) 1/500’dür. Bununla birlikte hekimin bu müdahaledeki tecrübesi önemlidir. Amniyosentez işleminde hissedilecek ağrı basit bir iğne enjeksiyonundan farklı değildir. Amniyosentez işlemine sekonder enfeksiyon riski yok denecek kadar azdır (1/1000). Dolayısıyla, işlem öncesi anti-bakteriyel bir ajanla işlem yapılacak bölgenin temizlenmesi yeterlidir. İşlemden sonra seyahat edilmesinde ve yürümekte sakınca yoktur. Dinlenmek şart değildir.
Girişim yapılacak bölgeye anestezi amaçla ikinci bir iğne uygulamasının anlamı yoktur.
Amniyosentez işlemi için ameliyathane şatlarına ihtiyaç olmayıp, yaklaşık 15-20 sn süren bir işlemdir.
Müdahale sonrası Rh uyuşmazlığı olan çiftlerden anne adayına Anti-D uygulaması 72 saat içinde önerilmektedir
MULTİFETAL REDÜKSİYON
(İNDİRGENME)
Çoğul gebeliklere ait olası komplikasyonların tekil gebeliklere göre daha fazla olması nedeniyle günümüzde, gebelikteki maksimum gebelik sayısının bir veya iki olması sağlıklı birey veya bireyler elde edebilmek adına önerilmektedir. Anne karnındaki bebek sayısı artıkça erken doğum ve buna bağlı sekellerin (beyin hasarı vs.) görülme sıklığı artacaktır. Bununla birlikte tekil gebelik, ikiz gebeliğe göre erken doğum açısından daha az risklidir.
Ultrasonografi eşliği altında bebeklerin değerlendirilmesini ve uygun bebeğin seçimini takiben, anne karnın uygun yerinden ince bir iğneyle (tıpkı amniyosentezdeki gibi) girilerek bebeğin kalbine KCL verilmesi (1-2cc) sonucu sonlandırılma işlemidir.
Bu işlem mutlaka tecrübeli bir Perinatolog (perinatoloji uzmanı) tarafından gerçekleştirilmelidir.
İşlemden önce (ikiz, üçüz, dördüz, beşiz vs.) her bir fetüsün CRL (baş-popo mesafesi) ölçümünün yapılması, uzuvlarının değerlendirilmesi ve haftası itibari ile görülebilecek majör anomalilerin (sakatlıkların) tespiti yapılır. Bebeklerin kese yapısın değerlendirilmesi, bebekler arasında ortak bir beslenme olup olmadığının belirlenmesinde oldukça önemlidir. Ortak plasental (eş) paylaşımı olan bebeklerin olup olmadığının değerlendirilmesi, indirgeme yapılacak bebeğin seçimi açısından da oldukça önemlidir. Diğer önemli bir nokta ise her bir bebeğin uygun planda NT (ense kalınlığı) ölçümünün yapılmasıdır. Artmış NTkalınlığına sahip bebeğin olası kromozomal anomaliler ve yapısal sakatlıklar yönünden (özellikle kalp) risk oluşturduğu unutulmamalıdır. Yukarıda sayılan değerlendirmeler sonucu anormallik saptanan bebek işlem (indirgeme-redüksiyon) için seçilir.
Redüksiyon–indirgeme işlemi genellikle gebeliğin 11-14. haftaları arasında yapılır. Bu haftaya kadar beklemenin amacı yukarda belirtildiği gibi seçilecek bebeğin tayininde bu işlemi şansa bırakmamaktır. Ek olarak çoğul gebeliklerde gebeliğin 10. haftasına kadar her bir bebeğin yaklaşık %15 şansla kendiliğinden vefat edebilme olasılığı vardır. Bu sebeple gebeliğin erken döneminde bu işlem yapılmamalıdır. İndirgeme işlemi gebeliğin 11-14. haftası arasında yapılmalıdır.
Eğer bu işlemi 11. haftadan önce yaparsak, yukarda belirtilen özellikler (NT, sakatlık, plasenta paylaşımı vs.) değerlendirilemeyeceği için Redüksiyon-indirgeme yaptığımız bebeği şans eseri seçmiş olacağız. Bu durumda ilerleyen haftalarda, kalan bebeklerde kromozomal anomali (örn: Down sendromu), yapısal sakatlık çıkma ihtimali, 11-14. hafta arasında yapılan redüksiyon – indirgeme işlemine göre daha fazla olacaktır. Bu sebeple işlem için en uygun hafta 11-14. gebelik haftası arasıdır.
Redüksiyon-indirgeme işlemi 11-14. gebelik haftaları arasında anne adayının karınının uygun yerinden ince bir iğne ile yapılır. Vajinal yoldan (aşağıdan) yapılan redüksiyon-indirgeme işlemlerinde, karından yapılan uygulamaya göre düşük şansı oldukça fazladır. Bu sebeple Vajinal uygulama yoluyla indirgeme-redüksiyon işlemi tavsiye edilmemektedir.
İşlemde hekimin tecrübesi olası komplikasyonlara yol açabilmede en önemli etkendir. Tecrübeli ellerde olası gebelik kaybı şansı en aza inecektir.
İşlem sonrası bebeklerin keseleri birbirinden bağımsız ve ortak plasental (eş) paylaşımı yok ise işlem sonrası vefat eden bebek diğer bebeklere zarar vermez. Vefat eden bebek bir süre sonra (6-8 hafta) kendiliğinden eriyip tamamen kaybolacaktır.
İşlem için ameliyathane şartlarına gerek yoktur. İşlemden sonra anne adayının seyahat etmesinde, yürümesinde sakınca yoktur. Düşüğü engellemek adına özel bir istirahatın faydası bilimsel olarak gösterilmemiştir.
İşlem öncesi iğne uygulanacak alanın anti–bakteriyel bir ajanla temizlenmesi yeterlidir. İşlemin süresi 15-60 sn arasında değişebilmektedir.
İşlem sırasında hissedilecek ağrı, basit bir iğne enjeksiyonundan farklı değildir.
İşlem sonrası azalmış bebek sayısı nedeniyle 24-32. haftalar arasında olabilecek olası erken doğum şansı azalacaktır.
İşlem sonrası kan uyuşmazlığı var ise anne adayına 72 saat içinde Anti-D uygulanır.
İNTRAUTERİN transfüzyon
Kısaca anne karnında bebeğe bebeğin kendi kordonundan uygun kanın verilmesi işlemidir.
Sıklıkla Rh uyuşmazlığına (Anne Rh(-) , Baba Rh(+) olmalı) bağlı olarak gebelik sonrası anne adayına doğum sonrası Anti-D yapılmaması sonucu annede antikorların oluşması ve takiben sonraki gebelikte eğer Rh(+) bebek var ise bu bebeğe karşı gelişen reaksiyon sonucu bebekte anemi (kansızlık) gelişmesiyle oluşur.
Bebekte ileri düzeyde kansızlık gelişmesi sonucunda bebekte assit (karında ve vücutta su toplanması) ve kalp yetmezliği gelişerek bebeğin kaybına (ölümüne) sebep olur. Bu sebeple anne karnındayken bebeğin kordonundan O Rh (-) kan verilerek gebeliğin devam etmesi sağlanır. Gebeliğin 18-20. Haftasından itibaren deneyimli bir perinatolog tarafından gerçekleştirilen bu işlem yukarda şekilde görüldüğü gibi kordonun plasentaya bağlandığı yerden uygulanır.
Bu işlem mutlaka tecrübeli bir Perinatolog (perinatoloji uzmanı) tarafından gerçekleştirilmelidir.
Randevu ve detaylı iletişim için:
Caddebostan Mahallesi Bağdat Caddesi
Cadde Özen Apartmanı NO: 320 / 3
Erenköy - Kadıköy / İstanbul
0(216) 629 79 14
0(216) 629 79 24
0535 663 07 57
Sosyal Medyada Takip Edin
> Perinatoloji nedir ?
> Jinekoloji
> Hamilelik - Doğum
> Görüntüler
> Hasta hikayeleri
> Medya
> İletişim
> 2 boyutlu resimler
> 4 boyutlu resimler
> Doppler resimler
> Anne kanından
fetal dna tayini
> İkili kombine test
> Üçlü test
> Dörtlü test
> Şeker yükleme testi
> Cvs
> Amniyosentez
> Kordosentez
> Ayrıntılı detaylı ultrason
> Fetal ekokardiyografi
> Maternal ve fetal doppler
> Multifetal redüksiyon
(indirgeme)
> Erken gebelik
> Nt - ense kalınlığı ölçümü
> Hafta hafta gebelik
> Tekil gebelik
> Çoğul gebelik
> Gebelikte sık görülen
yakınmalar
> Lohusalık
Site içerisinde yer alan tüm metinler Prof. Dr. Melih Atahan GÜVEN 'e aittir, izinsiz başka yerlerde kullanılamaz. Bu web sitesindeki içerikler tamamiyle bilgilendirme amaçlıdır. Gerçek doktor kontrolünün ve muayenesinin yerini tutamaz. Bu sitedeki bilgilerin hekim kontrolü olmaksızın uygulanmaması gerekmektedir. En doğru teşhis için lütfen doktorunuza başvurunuz.
©Prof.Dr.Melih Atahan GÜVEN 2010 - 2017 | Tüm Hakları Saklıdır | Modano30